PROF. DR. YEŞİM UNCU İLE RÖPORTAJ
- Bengi Kılıçaslan
- 15 Oca 2021
- 5 dakikada okunur

Merhaba sevgili okurlarım bugünkü yazımda Uludağ Üniversitesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı başkanı Prof. Dr. Yeşim Uncu ile olan röportajımı sizlere sunacağım. Keyifli okumalar.
- Merhaba Yeşim Hocam. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Dr. Yeşim Uncu: Yeşim Uncu. 54 yaşındayım. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı’nda üyesiyim. İstanbul’da doğdum. Bursa’da büyüdüm. Bursa Anadolu Lisesi’nden sonra Uludağ Üniversitesi mezunu oldum. Mezun olduktan sonra iki yıl kadar Konya’da mecburi hizmet yaptım. Evliyim. İki çocuğum var.
- Allah bağışlasın Hocam.
Dr. Yeşim Uncu: Teşekkürler.
- Aile hekimliğinin tanımını yapar mısınız?
Dr. Yeşim Uncu: Aile hekimliği genel tıp alanında çalışan bir hekimlik, genel tıp hekimliği diyoruz biz. Hastayı hastalık, organ ya da sistem perspektifinden değil; bir bütün olarak ele alır. Hastanın biyolojisi, psikolojisi, sosyal çevresi, içinde yaşadığı ortam… Bütün bunlar ile hastalığı ve sağlığı bir bütün olarak ele alan hekimlik.
- Birinci basamak sağlık hizmeti ne demektir?
Dr. Yeşim Uncu: Birinci basamak sağlık hizmeti; hastanın sağlık problemleri ile ilgili ilk ulaştığı yer, sağlık sistemindeki ilk temas noktası.
- Türkiye’de birinci basamak resmi sağlık kuruluşlarına başvuru yeterli düzeyde mi?
Dr. Yeşim Uncu: Yeterli sayılır esasında. Şöyle ki erkeklerde beklediğimiz düzeyde değil. Ama çocuklar, kadınlar daha fazla başvuruyor. Ve tabi bölgesel farklılıklar da gösteriyor bu dağılım. Şunu söyleyebiliriz ki; aile hekimliği uygulamasının başlaması ile birlikte birazcık daha artmış vaziyette. Esasında bu bizim için sevindirici. Fakat şunu da ele almak gerek; biliyorsunuz acil de birinci basamak sağlık birimidir. Acillerin kullanımı esasında gereğinden fazla.
- Yeşim Hocam, bir uzman olarak sizce neden erkelerde başvuru daha az?
Dr. Yeşim Uncu: Bu birazcık erkeklerin ağırlıklı olarak çalışıyor olması ile alakalı. Yoğun çalışma saatleri vs.
Bir taraftan da cinsiyet farklılığının hastalığın ele alınışına ve sağlık motivasyonuna etkisi var tabi ki.
- Kadınlar daha mı titiz davranıyorlar bu konuda?
Dr. Yeşim Uncu: Kadınlar sağlık problemlerini daha kolay dile getiriyorlar. Yardım isteme davranışı kadınlar için daha kabul edilebilir. Fakat erkekler ciddi bir problem olmadığı sürece sağlık birimine gitmeyi çoğu zaman gerekli görmüyorlar.
- Bizim bir hekim olarak, erkeklerdeki bu başvuru eksikliğinin önüne geçmek için görevimiz nedir?
Dr. Yeşim Uncu: Görevimiz öncelikle toplumda sağlık bilincini oluşturmak. Sağlık bilincinden kastım şu; sadece hastalık perspektifinden değil, sağlığı koruma, sağlıklı davranışları, sağlıklı yaşam tarzını topluma benimsetmeliyiz. Böyle olduğu zaman sadece bir problem olduğunda değil, dönem dönem aşı, periyodik muayene, tarama testleri gibi sebeplerle sağlık birimlerine müracaat eder hastalar. Aile hekimliği tam da bu ihtiyaca yönelik gelişmiş bir hekimlik tipi. Hastayla kurduğunuz ilişki sürekli devam eden ve yakın bir ilişki, aynı onun ailesinden birisi gibi oluyorsunuz. Dolayısıyla da hekime gelmeyi kolaylaştıran bir hekim-hasta ilişki biçimi.
- Sosyal yönü daha fazla sanki.
Dr. Yeşim Uncu: Evet. Sosyal yönü daha fazla.
- Birinci basamak sağlık hizmetinin gelişmesinde devletin ne gibi bir sorumluluğu var?
Dr. Yeşim Uncu: Birinci basamak sağlık hizmeti dediğimiz zaman şunu netleştirmemiz lazım; temel sağlık ihtiyacının karşılandığı yer olmalı birinci basamak kurumlar. Bu acil de olabilir, aile hekimliği de olabilir ya da diğer birinci basamak sağlık hizmeti veren birimler de olabilir. Her vatandaşın ücretsiz ve kolay ulaşılabilecek bir şekilde temel sağlık hizmetlerine ulaşabiliyor olması lazım. Biliyorsun, bu bir hak. Dünya Sağlık Örgütü tarafından da tanımlandı.
- Peki birinci basamak sağlık hizmetlerinin gelişmesinde özel sektörün ne gibi bir sorumluluğu var? Ya da var mı sorumluluğu?
Dr. Yeşim Uncu: Sorumluluğu olmalı tabi bence. Özel sektör dediğimiz zaman burada kar amaçlayan birtakım kişileri, firmaları kurumları anlıyoruz. Bu da bir yere kadar kabul edilebilir ama burada bir sorumluluk paylaşımı olması lazım. Örneğin temel sağlık hizmetlerinin herkesi bir şemsiye içinde alabiliyor olması lazım. Bunda buradaki paydaşların hepsinin sorumluluğu var. Hekimin, toplumun, sivil toplum örgütlerinin, devletin, özel teşebbüsün yani hepsinin bir sorumluluk üstlenmesi lazım.
- Bu zamana kadar birinci basamak sağlık hizmeti alanında hangi çalışmalarda bulundunuz?
Dr. Yeşim Uncu: Çok çeşitli çalışmalarda bulundum. Bizim branşımız biraz da yeni gelişen bir branş. Örneğin ben ihtisasa başladığımda aile hekimliği uygulaması yoktu henüz Türkiye’de. Dolayısıyla biraz daha yapabileceklerimiz kısıtlıydı. Ben o dönemde uzmanlığımı aldıktan sonra akademide devam ettim. Biz nerede bir açık varsa yani nerede hizmet sunma imkanımız varsa orada hizmet sunduk. Mesela bir dönem huzurevine gittik. Biliyorsun huzurevlerinde de birinci basamak sağlık hizmeti sunulur yaşlılara. Okul taramaları yaptık. Orhangazi’de bir birimimiz vardı orada okul taramalarını biz yapıyorduk. Aile planlaması hizmetleri yönünden çalıştım, sigara bırakmayla ilgili çalışmalarımız oldu. Okullarda bilhassa ilköğretim çağındaki çocuklarda internetin yanlış kullanımıyla ilgili pediatrik psikiyatri ile ilişkili geliştirdiğimiz bir proje vardı onda çalıştık. Hatta “Evimizdeki Sokak” diye bir başlığı vardı. Çok farklı alanlarda çalıştım yani. Zaten aile hekimliğinin güzel tarafı o. Genel tıp olduğu için her şeyi kapsıyor ve dolayısıyla bizim alanımız hiç monotonlaşmaz. Hiç sıkılmazsınız, hep yani bir şeyler vardır.
- Bundan sonra ne gibi çalışmalarda bulunmayı planlıyorsunuz?
Dr. Yeşim Uncu: Bundan sonra benim tabi üniversitede ana bilim dalı başkanlığı yapmamın da getirmiş olduğu bir şekilde planlama ve organizasyon misyonum var. Asistan yetiştirilmesi, öğrencilerin eğitimi vs. Onlarla ilgili daha çok alan, daha çok imkan, daha fazla hizmet sunma imkanı gibi şeylerin peşindeyiz. Yakın zamanda sigara bırakma polikliniğimizi açtık, haberin olmuştur. Bu çok önemli. Hem toplumun sağlığının korunmasında hem de aile hekimlerinin yetişmesinde çok önemli çünkü toplumda birebir insanlarla yüz yüze olan aile hekimleri. Bu bilinci oluşturmak onların birincil sorumluluğu. Toplumumuzda da sigara çok yaygın en önemli sağlık problemlerinden biri.
Bunun gibi çeşitli sağlık hizmetleri sunmaya yönelik çalışmalarımız olacak.
- Aile hekimliği tıp öğrencileri arasında popüler bir alan mı?
Dr. Yeşim Uncu: Esasında popüler bir alan fakat bizim alanımızda biraz belirsizlikler var. Örneğin; bir uzmanlık alanı olmasına rağmen Türkiye’deki sağlık sisteminin bir geçiş döneminde olması ve aile hekimliği uzmanlığının da yeni olması sebebiyle uzmanlık yapmamış hekimler ile uzman hekimlerin bir arada çalıştığını görüyoruz. Bu biraz öğrencilerin bakış açısını değiştiriyor. Olumsuz yönde etkiliyor. Aslında hak da veriyorum çünkü günümüzde artık tıp eğitimi sadece lisans eğitimi ile yeterli değil. Mutlaka lisans sonrası uzmanlık eğitiminin yapılması gerekiyor. Her tıp fakültesi mezunu uzmanlık eğitimini almalı diye düşünüyorum. Bunun da bir an önce sağlık bakanlığı tarafından hayata geçirilmesini temenni ediyorum.
- Siz bu alanı öğrencilere tavsiye eder misiniz?
Dr. Yeşim Uncu: Kesinlikle ederim. Tabi bu biraz şununla alakalı; hekimlik çok geniş bir yelpaze. Hiç ameliyathaneden çıkmadan günlerini geçiren bir hekim profili var. Bir de bizim gibi alanda çalışıp ameliyathaneyi hiç görmeyenler var.
Mesela acil hekimine baktığımızda onlar hastalarıyla hiç ilişki kurmazlar sadece orada gelenin sorununu çözme bazında çalışırlar. Ama aile hekimliğinde ilişki vardır. H
Hasta-hekim ilişkisi çok derindir, kıymetlidir. Eğer bundan keyif alıyorsanız, bunu seviyorsanız elbette tercih edebilirsiniz. Ya da hiç hasta görmeyen hekimler var. Radyologlar, patologlar, biyokimya, genetik… Bu alanlarda çalışan hekimler primer hastanın sahibi değiller. Bu sizin kişilik özelliğinizle alakalı. Hastayı seviyorsanız, hasta ile ilişki kurmayı seviyorsanız, bir de çok adrenalin merakınız yoksa aile hekimliği sizi tatmin edebilir. Her alanda çalışacak hekime ihtiyaç var. Ben öğrencilerime hep şunu söylüyorum: Kendinizi iyi tanımanız ve nerede mutlu olacağınızı bilmeniz, ondan sonra tercihinizi yapmanız daha doğru olacaktır. Çünkü her biri ayrı bir meslek gibi. Önemli olan kendinize uygun olanı seçmeniz.
- Alanınızda sizin için yol gösterici olan, öncü kabul ettiğiniz bir hekim var mı?
Dr. Yeşim Uncu: Olmaz mı? Tabi ki var. Mesela Eskişehir’de alanımızın ilk akademisyenlerinden Prof. Dr. İlhami Ünlüoğlu var. Çok saygı duyduğum, çok değer verdiğim bir hocamdır. Ondan her zaman yararlanırım. Yine Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Dilek Güldal Hoca vardır. O da aynı şekilde. Çok yaratıcıdır, her zaman öncü olmuştur bizim alanda. Çok hocalarımız var yani. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Mehmet Ungan Hocamız vardır. Şimdi Dünya Aile Hekimliği Birliği’nde Avrupa Başkanlığı yapıyor. Tabi uluslararası alanda da çok hekimler var. Bana yol gösteren sadece aile hekimleri olmadı başka alanlardaki hekimleri de takip ediyorum.
- Hocam benim merak ettiğim aslında şu; ben mesela Sokrates’i idol alarak doktor olmaya karar verdim ve bu alanda motivasyonumu o şekilde sağlıyorum. Sizin acaba öyle bir hikayeniz var mı?
Dr. Yeşim Uncu: Var. Olmaz mı? Babam.
- Doktor muydu Hocam babanız.
Dr. Yeşim Uncu: Doktordu, evet. Benim babam mesleğine aşık bir hekimdi. Kulak-burun-boğaz uzmanıydı. Çok da sevilirdi. O kadar mesleğine aşıktı ki; biz üç kardeşiz, üçümüzün de doktor olmasını isterdi. O beni yönlendirmişti.
- Yeşim Hocam çok teşekkür ederim bize zaman ayırdığınız için.
Comments