DERS ÇALIŞIRKEN DİNLEDİĞİM BESTELER
- Bengi Kılıçaslan
- 15 Şub 2021
- 4 dakikada okunur
Arkadaşlar bu yazımda sizlerle derslerime çalışırken bir taraftan da sıkılmamak için dinlediğim besteleri paylaşacağım. Hepsi klasik batı müziğinin birer örneği olan bu eserleri sizin de beğenerek dinleyeceğinizi umuyorum.

1) Beethoven, 5th Symphony: 1804-1808 yıllarında Ludwig van Beethoven tarafından bestelenmiştir. Bu eser klasik müzikte en çok ve en iyi bilinen kompozisyonlardan ve en çok çalınmış senfonilerden biridir. Eser dört bölümden oluşmaktadır: Bir açılış sonatası, bir andante ve finali yapacak attacca'ya götüren hızlı bir scherzo.

2) Antonio Vivaldi, La Stravaganza: Kelime anlamı aşırılık anlamına gelen “La stravaganza” eseri 1712-1713 yıllatında Antonio Vivaldi tarafından yazılmış olup Vivaldi'nin keman öğrencisi olan Venedikli asil Vettor Delfino'ya adanmıştır.

3) Antonio Vivaldi, Cessate Omai Cessate: İtalyan Barok bestecisi olan Antonio Vivaldi’nin en güzel eserlerinde biri olan “Cessate Omai Cessate” özellikle “Ah ch’infelice sempre” aryası ile ünlüdür. Eser, erkekteki kadın sesinin karşılığı olan “kontrtenor” için yazılmıştır ve ülkemizde Türk bir kontrtenor olmayışından dolayı 2010 yılına kadar orijinal haliyle seslendirilememiştir.

4) Antonio Vivaldi, Four Seasons:İtalyancası Le quattro stagioni, Türkçesi dört mevsim olan eser, İtalyan besteci Antonio Vivaldi tarafından keman için bestelenmiş dört konçertodan oluşan bir eserdir. 1725 yılında bestelenmiş Dört Mevsim, Vivaldi'nin en ünlü eseri olmakla beraber, aynı zamanda Barok müzik ve klasik müzik repertuarının en ünlü örneklerindendir. İlk kez 1725 yılında Amsterdam'da Fransız-Hollandalı yayımcı Michel-Charles Le Cène tarafından yayımlanmış ve kendi zamanında da en bilinen eserlerden biri olmuştur. Ayrıca Vivaldi konçertolara eşlik eden soneler yazarak o döneme göre müzikal devrim yapmış, programlı müzik türünün en eski ve en detaylı örneklerinden birini yaratmıştır. Vivaldi'nin Venedik'te Ospedale della Pieta adlı manastırda görevli olduğu yıllarda bestelediği bir eserdir. Konçertoların üçü tamamen orijinal olsa da, ilki olan “ilkbahar”, Vivaldi'nin yine kendi operası olan il Giustino'nun ilk perdesinde bir senfoniden motifler içerir.
Özgün içeriğe sahip konçertoların her biri, adını aldığı mevsimin özelliklerini yansıtır. Örneğin; ''İlkbahar''da kuşların şarkıları solo kemanların kuş seslerini taklit eden fazla süslemeli soloları, "Kış" bölümünde yağmur damlalarını taklit eden kemanların telleri çekerek düşen yağmur damlaları efekti yaratması gibi müzikal etkiler kullanılmıştır. Eserin ilginç yanlarından biri de kendi içinde kurulmuş olan düzendir. İlkbahar ve Sonbahar konçertoları daha çok doğa olayları ile ilgilenirken, Yaz ve Kış konçertoları, doğa olaylarının insanda yarattığı çaresizlik, endişe gibi duygularla bağlantı kurar. İlkbahar'da ılık rüzgarların sakin bir dere üzerindeki süzülüşü gibi müzikal bir hava yaratılırken Kış bölümünde insanların dişlerini soğuktan titretecek kadar sert bir kış mevsiminin betimlenmesi gibi.

5) Beethoven, Moonlight Sonata: Bu sefer oldukça popüler ve sizin de çok beğeneceğinize emin olduğum bir eser önereceğim. 1801 yılında tamamlanan “ay ışığı sonatı” Beethoven’ın en ünlü eserlerinden biridir. Hatta bu eserle ilgili bir rivayet vardır ki eserin derinliğini daha da artırmaktadır. Bilirsiniz; Beethoven çocukluğu oldukça mutsuz ve zorlu geçmiştir. Üstüne üstlük, sonradan işitme yetisini yitirmesi ve hayatını yalnız geçirmek zorunda oluşu onu daha bir içine kapanık ve depresif yapmıştır. Bunun üzerine Beethoven intihar etmeye karar verir ve vasiyet mektubunu bile hazırlar. Fakat hayata bakış açısını değiştirecek bir olay onu beklemektedir.
Bir gün Beethoven ve arkadaşı, Viyana’da yürürlerken bir apartmanın ikinci katından piyano sesi geldiğini duyarlar. Arkadaşına, müziği çok beğendiğini, çalan kişiyi mutlaka görmesi gerektiğini söyleyip ikinci kata çıkar.
Kapıyı, piyanoyu çalan küçük kızın annesi açar, Beethoven ve arkadaşını kızı ile tanıştırmak üzere içeri davet eder. Beethoven piyano çalan kızın olduğu odaya girer ve kızın görme engelli olduğunu fark eder. Bunun üzerine küçük kıza: “ Lütfen benden bir şey isteyin” der. Kızın ise cevabı şu olmuştur: “Ben hiç ay ışığını görmedim. Bana ay ışığını anlatır mısınız?” Bu cevaptan çok etkilenen Beethoven piyanonun başına geçer ve doğaçlama olarak “ay ışığı sonatı”nı besteler. Fakat bu hikaye tamamen bir rivayettir. Gerçek olup olmadığı bilinmemektedir.
Eser Beethoven tarafından öğrencisi Kontes Giulietta Guicciardi'ye ithaf edilmiştir.

6) Mozart, Requiem: Wolfgang Amadeus Mozart'ın bestelediği bir cenaze töreni müziği, bir ölüm duası olan Requiem Re Minör’ü aranızda klasik müziğe yeni başlayacak olanlarınıza kesinlikle tavsiye ederim. Mozart bu eserini 1791’in sonlarında Viyana’da yazmıştır fakat sonunu getiremeden ölmüştür. Eser, Franz Xaver Süssmayr tarafından 1792'de tamamlanarak Kont Franz von Walsegg'e sunulmuştur. İşin ilginç yanı şudur ki; Mozart’ın yazdığı bu cenaze töreni müziği yine Mozart’ın cenazesinde çalınmıştır. Halbuki eserin asıl yazıldığı insan, o zamanlar zengin bir adamın eşidir. 35 yaşında ölen dahi bestecinin ölüm nedeni ise hala muallakta. Konuyla ilgili zehirlenme, zatürre, trişinoz hastalığı gibi sebeplerin ölümüne neden olduğu öne sürülmektedir.

7) Bach, Air: Türkçe’de “hava” anlamına gelen “air” bu esere oldukça yakışan bir isim olmuştur. Bu beste “celebrated air” olarak da bilinir. Eser 1731 senesinde bestelenmiş olup, tonu do major’dür. Bach'ın 3 numaralı orkestra suitidir. İsmi “air for the g string” diye yanlış bilinir, halbuki “air for the g string” bu bestenin solo keman için 19. yüzyılda bir kemancı tarafından uyarlanmış halidir.

8) Handel, Sarabande: 1583'te ortaya çıkan ağır tempolu, üç ölçülü İspanyol halk dansı olan saraband Araplardan alınmış bir sokak dansıdır. Barok döneminde ortaya çıkmıştır, 3 vuruşluk ölçülerden oluşan olan bir danstır, yalnız vurgu ölçünün ilk değil 2. vuruşundadır bu vuruşa genelde uzun nota değerleri konur bu şekilde vurgulanmış olur. Handel’in Sarabande’ını dinlemenizi öneririm.

9) Bach, Adagio BWV 974: Adagio, İtalyanca'da hız terimi olarak parçanın çok yavaşa yakın okunacağını gösterir. Johann Sebastian Bach'ın, Alessandro Marcello'nun re minor obua konçertosu’nu düzenlemesi ile 1713 yılında ortaya çıkardığı şaheser. Eserin bilhassa adagio hali oldukça hüzünlüdür.

10) Chopin, Nocturne: Bir nokturne genellikle geceden ilham alan müzikal bir kompozisyondur. 18. yüzyılda noktürn, aslen akşamları çalınması öngörülen besteydi. Noktürn İtalyanca gece müziği, serenat anlamına gelen 18. yüzyılda kullanılan Notturno kelimesinden türemiştir. Noktürn, hülyalı, romantik ya da duygulu karakterde, özgür biçimdeki piyano parçalarını tanımlamakta kullanılan şiirsel formdur. Gece müziği anlamında kullanılır. Aslen gece olan, gece yaşanan fakat güneşin doğuşuyla hepsinin yok olduğu olguların bütünü manasındadır. 1700'lerin sonlarına doğru geceleri açık havada icra edilmek üzere nefesli ve yaylı çalgılar için yazılmıştır. Bir tür serenattır.

11) Schubert, Serenade: Listenin sonunda, zorluklarla dolu bir hayat yaşayıp çok genç yaşta ölen Schubert’in hayat hikayesi kadar etkileyici serenatı var 1826 yılının bir Pazar sabahı bestelenen, Schubert’in onlarca eseri arasından sıyrılan, serenatının hikayesi de oldukça ilham verici. Geçmişten anlatılagelen hikaye şöyledir:
Bir gün Alman besteci Franz Schubert ve arkadaşları şehre dönerken Tieze adlı bir arkadaşlarını bir bahçede bir masanın başında otururken bulurlar. Schubert bu manzaradan etkilenip yolculuklarına ara verip yanına gider ve arkadaşı Tieze’nin bir kitap okuduğunu görür. Kitabı alıp içinden bir şiir okuyunca oldukça etkilenir ve “Eğer bir nota kağıdım olsaydı bu şiir kadar güzel bir melodi yazardım” der. Bir diğer arkadaşı hemen bir fatura kağıdının arkasını çevirip hızlıca nota çizgilerini çizer. Schubert de hemen o anda gelen ilhamı kağıda döker ve yıllar boyu en lirik aşkların tercümanı olan o ünlü serenadını yazar. (kaynak:habertürk.com)

KAYNAKÇA
https://tr.wikipedia.org/wiki/Nocturne
https://batihandizdaroglu.wordpress.com/2016/07/12/ruhunuza-hitap-eden-bir-yapit-serenadef-schubert/
Comments